7.01.2014

DÜŞÜNCE BİR ALETTİR, HAYATI YONTAR.


Eski bir masal anlatırlar. Cahil bir adama, bir gemi miras kalmış. Denizden, denizcilikten, makineden bir şey anlamadığı halde, gemiyi kendi kumandası altında açık denize çıkarmaya karar vermiş. Tayfalar sefer hazırlıklarını yaparken bu işlere aklı ermediği için karışmamış. Fakat engin denizlere açıldıktan sonra gemicilik ona çok kolay görünmeye başlamış. Ön güvertede dolaşırken bir adamın ağır bir tekerleği kah bu yana, kah öteki yana döndürmekte olduğunu görmüş.

'Bu adam burada ne yapıyor?' diye sormuş.
'Dümencidir, gemiye yön veriyor,' cevabını vermişler.

'Ne budallalık! Önümüzde sudan başka bir şey yok, yelkenler gemiyi yürütüyorlar. Karaya yanaştığımız zaman veya başka bir geminin üzerimize doğru geldiğini görürsek dümen kullanırız. Bütün yelkenleri fora edin ve gemiyi serbest bırakın.'


Emre itaat etmişler. Gemi batmış. Sağ kalanlar bir geminin kendi kendine alabildiğine gidebileceğini sanmış olan bu akılsız kaptanı uzun zamanlar hatırlarından çıkaramamışlar.

Bu bir masaldır diyeceksiniz, haklısınız. Bu kadar akılsı

z insan olur mu? Oysa böyle bir delilik insanların çoğunda vardır. Bir dakika düşünün. Bir gemiden binlerce defa değerli bir mala -kendi hayatınıza, kendi zekanıza- varis değil misiniz? Bu zekaya ne yön veriyorsunuz? Onu kendi haline bırakıyor musunuz? Geminizin gerçekten şefi misiniz? Geminizi barış, başarı ve mutluluğun güvenli kıyılarına ulaştırma becerisine sahip misiniz? Aksi halde akıllı ve aydın bir klavuza ihtiyacınız vardır. Kendi kendinizin klavuzu olmak isterseniz, bunu yapabilirsiniz.

Acemi bir heykeltraşın elinde kalem en güzel şeyi bozabilir. Bizim elimizde bir düşünce aleti vardır ki tabiatlarımızı güzelleştirmek veya çirkinleştirmek, belki de tamamıyla harap etmek gücüne sahiptir. Bu alet aracılığıyla, güzellik ve ahenk, mutluluk ve başarı meydana getirmeye çalışmamak ne büyük deliliktir!


Hekeltraş çalışırken gözlerini mermerinin üzerinden ayırmaz. Varacağı sonucu önceden zihninde tasarlar, düşüncesinde çizdiği modele göre bu sonucu kaleminin her bir darbesiyle hazırlamaya çalışır.

Biz de karakterlerimizi, hayatlarımızı düşünce gücümüzle yontarak istediğimiz şekle sokabilmeliyiz. Ne istediğimizi bilmeliyiz, bunu elde edebileceğimize inanmalıyız ve ara vermeksizin cesaretle işe koyulmalıyız.

Her düşünce, hayatımızın bir parçasını yontan bir kalem darbesidir.

                                             Her insan hükümdardır yahut Dimağın zaferi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder