20.04.2014

SİZİ ZAYIFLATABİLİRİM...


Diyet yapanların büyük çoğunluğunun, diyeti sona erdiklerinde başlamadan öncekinden daha fazla kilolu oldukları saptanmıştır.

Sahip olmayı istediğiniz bedenden sizi neyin uzaklaştırdığını keşfetmekle kalmayacak, aynı zamanda şimdiye kadar bulunmuş en basit ve etkili kilo verme sistemini öğreneceksiniz.

Ya istediğinize ulaşmak için çaba harcarsınız ya da ulaşmamak için bahaneler üretirsiniz.

Bir şeyi açıklığa kavuşturarak başlayalım:

Neyi, nerede, ne zaman ya da ne kadar yiyebileceğiniz konusunda yaptırımda bulunan her sistem diyettir.

Diyet yapmayı unutun. Sonsuza dek. Diyetler, şişmanlama ve kendini kötü hissetme dersleri gibidir.

Altın kural 1:

Acıktığınızda yiyin.

Altın kural 2:

İstediğinizi yiyin.

Altın kural 3:

Bilinçli yiyin ve her lokmanın tadını çıkarın.

Altın kural 4:

Doyduğunuzu hissettiğinizde, yemeyi kesin.

Bu yol boyunca bir ya da iki kez kuraldışı davranacağınızı bilmeniz önemlidir. Aceleyle bir sandviç atıştıracaksınız, sinirlerinizi yatıştırmak için yiyeceksiniz ya da tıka basa tıkınacaksınız.

Bu noktada bir seçim yapabilirsiniz:

Hiç bir şeyi beceremediğinizi ve asla değişmeyeceğinizi düşünerek kendinizi hırpalayabilir. (Geçmişte yapmış olduğunuz gibi) ve pes edebilirsiniz.

                      YA DA:

Gevşeyebilirsiniz, gülümseyebilirsiniz, bunun olacağını söylediğimi kendinize hatırlatabilirsiniz ve aç olduğunuzda istediğinizi yeme düzenine, her lokmanın tadına varmaya, doyduğunuzda durmaya geri dönebilirsiniz. Her ne olursa olsun, daima önerilerimi uygulamaya devam edin.

NE YERSEK OYUZ VE AYNI ZAMANDA NE DÜŞÜNÜRSEK DE OYUZ....


'Dünya da sevildiğinizi hissettirecek ve iyi hissetmenizi sağlamaya yetecek kadar kurabiye yok.'

Nasıl göründüğünüzü değiştirmek istiyorsanız öncelikle doğal bedeninizle barışmalısınız. Aslında bedeninizi olduğu gibi kabullenmeye başladığınızda bedeninizin nasıl kolaylıkla değiştiğine hayret edeceksiniz.

Özetle:

İstediğiniz bedene ulaşmak için sahip olduğunuz bedenle arkadaş olmak zorundasınız.

Dışarı çıkıp sözde diyet uzmanlarına, 'Ne yemeliyim?' diye sormak yerine içinize dönüp kendinize, 'Beni yiyen nedir?' diye sormalısınız.

Egzersiz:

Gayret yoksa kazanç yoktur; biraz çaba ile inanılmaz kazançlar elde edilir.

İlginç bir araştırmada, araştırmacı yazar Dr. James Hill on sekiz ile elli yaş aralığındaki bir kadının her gün attığı ortalama adım sayısının sadece 5000'in biraz üzerinde olduğunu keşfetti. Daha da etkileyici olanı ise araştırmanın, fazla kilolu insanların, sağlıklı bir kiloyu koruyanlara oranla günlük 1500 ile 2000 adım daha az attığını ortaya çıkarmasıydı.

Bir an bu konuda düşünün- sadece günde 2000 ekstra adım fazla kilolu olmakla ince olmak arasındaki farkı yaratabilir!

Eğer günde kaç adım attığınızı merak ediyorsanız herhangi bir spor mağazasından basit bir pedometer satın alabilirsiniz. 

Hissedebildiğiniz her açlık öğrenilmiş bir davranıştır....

Kitabın içinde yer alan ZİHİN PROGLAMA CD si de bulunuyor bence çok yararlı bir kitap belki sonra paylaşabileceğim uygulamalarda bulunuyor. İçinde bu kitabı sadece okumayla zayıflamış insanlara da yer verilmiş bu da çok ilgi çekici. 




19.04.2014

YAPABİLİRSİN


Kitapçıda gezerken rastladım, tam da yapmak istediklerimi yapamayacağımı düşündüğüm bir zamanda YAPABİLİRSİN, dedi bana Müjdat Abi. Okuduğun en kendine münasır bir kitap kendi düşündüklerini anlatmış ve okuduğu kitaplardan beğendiklerini yazmış. Öğrendiklerim oldu ve bildiklerim oldu kitabında zaten Müjdat Abi de ister oku ister okuma sen bilirsin demiş yazılarında :)) 

Beğendiklerimden;

ZOR YILLAR

Tiyatro bende bir tutku halini almıştı. Ortaokulda kendi yazdığım bir oyunu sahneye koydum. O denli ihmal ettim ki derslerimi iki yıl üst üstte sınıfta kaldım. Yine zayıf getirdiğim bir gün annem bana bir ders verdi:

---Utanmıyor musun yedi zayıf getirmeye?

---Ali'nin de sekiz zayıfı var.

---Ama Ergün'ün hiç yok, Sui misal, misal değildir.

---O ne demek anne?

---Yani örnek kötü şeyden değil, iyi şeyden verilir.

Kötü misal iyi örnek oluşturamazmış. Bunu öğrendim. Benim için bir yaşam biçimi oldu bu özdeyiş. O nedenle başkalarıyla yarışmayı bırakıp kendimle yarıştım. Böyle yaparsanız hep birinci gelirsiniz. Bunu yaşamın içinde en iyi başarabilenlerden biri Aziz Nesin'dir.

AZİZ NESİN

Sağ tarafına felç geldi. Bu nedenle sağ elini kullanamaz oldu. O hafta yeni çıkan bir kitabının imza günü vardı. Benden tesbih istedi. Götürdüm hastaneye. Tutmayan eliyle tesbih çekme temrinleri yaptı. 'Bacağım tutmasa da olur ama sağ elim önemli, imza atacağım, yazı yazacağım.' dedi. İmza gününe dek el iyileşmedi. Mühür yaptırdı ve sol eliyle bastı mührü kitaplarına.

Tesbihle ve fizik tedavi ile elini iyileştirdi. Yazmaya ve imzalar atmaya geri döndü. Bunu çok yapmak istiyordu ve yaptı.

İnanmak, yapabilmenin 'A' harfidir. İnanırsanız yaparsınız. Yeter ki, 'Yapabilirim' deyin.

ANALIK DAVASI

Bertolt Brecht, Kafkas Tebşir Dairesi'ni yazarken Analık Davası adlı yapıttan esinlendi. Analık Davası ise Hazreti Süleyman'ın ünlü meselesinden alınma. İki kadın bir çocuğu paylaşamıyorlar. Hz. Süleyman buna bir çare bulmakta zorlanıyor ve sonunda diyor ki; 

'Çocuğu ortadan ikiye böleceğiz, yarısını biriniz diğer yarısını diğeriniz alacak'

Kadınlardan biri şiddetle itiraz ediyor:

'Hayır, buna razı gelemem. Çocuğumu parçalatmam, o alsın.' diyor.

Hz. Süleyman çocuğu bunu söyleyen kadına veriyor.

'Demek ki asıl anası sensin, yüreğin dayanmadı.' diyor. 

Asıl ana dediğimiz kadın, burada hiç de diretmemiş görünüyor,

'Yapabilirim, çocuğumu alabilirim' fikrinden yola çıkmamış. Ama sonunda yaptı. Demek ki bazen durum tam tersine görünse de, sonuçta ilkesi olan kişi yaralı çıkıyor. İlke çok önemli bir şey; İlkesiz insan olur mu hiç?

Kitap okuyun. Onun tadı bambaşkadır. İnsan bilmediği pek çok şeyi öğrenir.

Akşehir Gölü'nde biri boğulmak üzere. Kıyıya toplanan herkes adama bağırıp duruyor, 'Ver elini, ver elini...' Adam çırpınıyor. Bu sırada oradan Nasrettin Hoca geçmekte. 'Aman Hocam adam boğuluyor, bir türlü elini bize veremiyor ki kurtaralım.' diyorlar. Hoca gölün kıyısına yanaşıyor ve adama, 'al elimi' deyip elini uzatıyor ve adamı kurtarıyor.

'Başkalarından üstün olmanda herhangi bir asalet yoktur. Asıl asalet, eski senden daha üstün olmaktır.'
                                        
                                                                                              Sharma Hint

'Her şey bir hayalle başlar. Sonra hayali gerçekleştirme işi hayali kurana düşer.'
                            
                                                                                        Sharma

'İfade etmek hayattır, bastırmaksa intikam.'
            
                                                                            OSHO

'Motivasyon zorlama ile olmaz. İnsanların iyi bir iş çıkartmayı istemeleri gerekir.'

                                                                   Carnegie

'Beynin algılama ve çalışma kapasitesi kırk dakikadır. Üniversite ve okullarda kırk, kırk beş dakikanın sonunda ders değiştirmemizin nedeni budur.'

                                                              OSHO

                                                           YAPABİLİRSİN,


Yeter ki aklına koy ve iste. Hatta bazen hayalmiş gibi görünen şeyleri de iste. Diyelim ki çok istedin ama olmadı, başaramadın, yapamadın. Eğer sonunda ölüm yoksa bu yeni bir şey yapmayı isteme hakkını elinden alamaz. Çok uçuk, yapılması olanaksız şeylerden istiyorsan -buna da hakkın var- sadece olmadığı zaman hayal kırıklığı yaşama olasılığının yüksek olduğunu baştan kabullenmen iyi olur. Ben kendi yaşamımda, pek çok kişinin 'yapamazsın' dediği şeyleri yapabildim. Çünkü çok istedim ve o konuda gerçekten çok çalıştım. Risk aldım. Yoruldum. Bazen vazgeçme duyguları bile yaşadığım oldu. Ama yılmadım. 'yapabilirim' dedim ve yaptım. Belki de yaptıklarım çok yapılmayacak şeyler değildi de ondan yapabildim. Demek ki sen de yapabilirsin. Bir kere dene.

Azimli ol, çok çalış. Temel ilken şu olsun:

'Bunu yapabilirim çünkü benim asıl işim bu ve ben yapacağım işi biliyorum.' Kendi mesleğine çok uzak kalan işlere kalkışmak daha fazla risk almayı gerektirir. 

Ve kitabın sonunda....

'KİTABIMI OKUDUĞUN İÇİN SANA TEŞEKKÜR EDERİM.' diyor.



16.04.2014

BUNGALOW EVLERİ


Cansu Alabalık Kartepe Maşukiye’ de bulunan bunglow evleri ailece gidebileceğiniz bir mekan.

Ormanın içinde olması sebebi ile temiz havayı ciğerlerinizde hissedebiliyorsunuz. Sabah erken saatte uyanıp, mis gibi havada yürüyüş yapıp sonrasında da çok güzel bir köy kahvaltısı ile güne devam edebilirsiniz. Alabalık üretiminde öncüler. Mucizesi dilden dile aktarılmıştır. Balık sevenler için tavsiye edeceğim çok lezzetli balıklara sahipler.


 Ayrıca At Turu,  Çiftlik, Deniz Bisikleti ve Olta Balıkçılığı en önemli aktivitelerdendir.

Konaklayacağımız odanın şirin olması beni oraya gitmeye daha bir heyecanlandırdı. Rahatlayıp kendin ve doğa ile başbaşa kalacağın bir ortam var. Hafta sonu dinlenmek için çok güzel bir yer olduğunu düşünüyorum.

Alışveriş yapacağın yorulduğunda bir yerlerde oturup çayını içeceğin yerler mevcut. Hediyelik eşyalar dükkanlarında birbirinden güzel hediyeleri görünce dükkandan bir süre çıkamadım.



Nerdeyse her restaurantta köy kahvaltısı veriliyor. Kartepe’ nin meşhur peyniri olduğunu öğrendim. Sabah kahvaltıda peynir pişiriliyor. Bir de köy ekmeği ile çok güzel kahvaltı yapıyorsun. Bütün yiyeceler köz ateşinde pişiriliyor. Bu da ayrı bir lezzet katıyor. Sürahi yerine testi kullanmışlar. Nerdeyse tamamen doğal bir hayatta yaşamış oluyorsunuz.










ALABALIK MUCİZESİ

Alabalık, besleyici özelliği yanında, besin değeri çok yüksek bir gıdadır. Özellikle Omega 3 ve B12 vitaminleri bakımından, beklide ilk sıradadır. Bunun Yanı Sıra;
Her ne kadar, bilimsel bir dayanağı olmadığı bilim çevrelerince söylense de, Alabalık yavrusunun canlı olarak yutulması, başta sindirim sistemi hastalıkları olmak üzere, tansiyon, kolesterol, prostat ve beklide en önemlisi Kanser ' e karşı müthiş koruma sağlıyor.

Bizim Kişisel gözlemlerimiz de bunu destekliyor zira ürettiğimiz yavru alabalıklara aşırı rağbet var. Özellikle de kanser'li hastalar, kimyasal tedavi in yanında destekleyici olarak (Her ne kadar dokt
orlar bu işe çok kızsallarda bizden yavru alabalık talep ediyorlar. 

İçlerinde, bazı vakalar var ki; mesela, çok bildik bir hastanede kimyasal tedavi görmüş, bildik bir sima Lisim veremeyeceğim) adacağız Kanser tedavisi pek iç acıcı değilmiş tam umudu yitireceği sırada Basında bu alabalık konusu nu duymuş ve araştırmıştır.

Maşukiye Marmara'nın Alabalık deposudur. Bunu bildiği için de, doğruca atlayıp bize geldi. Başlarda bizde inanmamıştık doğrusu, hatta canlı canlı alabalıkları yutarken midemizde az bulanmadı fakat bi ay boyunca iki gün geldi ve şimdi eskisinden çok daha güçlü, dinç ve dirençli hatta doktoru kendisine ne kullandın da bu düzelme oldu şeklinde baskılar yapmış ama açılamamış.

Biz buna ve bunun gibi pek çok insanın olduğuna inanıyoruz. Ayrıca: neden olmasın. Balık zaten şifa en azından yapma ilaçlar gibi zararı olmaz. 


Sizde deneyin.

15.04.2014

FESHANE DE 'HATAY'


Feshane deydim haftasonu çok güzel bir gün geçirdim...


Her tarafta buram buram ızgara et kokuları .....

Yemek kokuları....

Bu kadar büyük dönerler nerede var değil mi?...









Künefe yapılışı gözümüzün önünde yapılıp servis ediliyor ve ben bu kadar hafif bir künefe daha önce hiç yememiştim.



Nefis bir künefe :))
Künefe güzel olunca sıralarda baya sürüyor tabi :))

Geleneksel reçeller ve tatlılar....

Közde yapılan kahve gibisi yok....


Canlı müzik eşliğinde açık alanda kahvelerimizi yudumlarken...

Feshane etkinliklerine daha çok giderim bayıldım. :))