15.02.2012

İNCİNİN ÖYKÜSÜ


Okyanusun dibinde yatan bir istiridye, su üzerinden akıp geçsin diye, kabuğunu açmış. Su içinden geçerken, solungaçları yiyecek toplayıp midesine gönderiyormuş. Aniden yakınındaki bir balık, bir kuyruk darbesiyle kum ve çamur fırtınası oluşturmuş. İstiridye de kumdan nefret edermiş. Zira kum öylesine pürüzlüymüş ki kabuğunun içine kaçarsa son derece rahatsız olurmuş. İstiridye derhal kabuğunu kapamış ama çok geç kalmış. Sert ve pürüzlü bir kum taneçiği içeri girip iç derisi ile kabuğun içine yerleşmiş. Kum tanesi istiridyeyi ne çok rahatsız ediyormuş. Ama kabuğunun içini kaplaması için kendine verilmiş olan salgı hücresini hemen çalıştırarak, minik kum tanesinin üstünü kaplamaya başlamış ta ki nefis, parlak ve düzgün bir örtü oluşana kadar....

İstiridye, yıllar yılı minik kum taneciğinin üstüne katlar eklemeye devam etmiş ve sonunda müthiş güzel, parlak ve son derece değerli bir inci oluşmuş.

Karşı karşıya olduğumuz problemler bu kım taneciğine benzer, bizi rahatsız ederler ve niye bize bu derece eziyet çektirip asableştirdiklerine şaşarız. Fakat azmin getirdiği cesaret ve kuvvetle, sorunlarımızın ve zayıflıklarımızın üstesinden geliriz. Daha alçakgönüllü, isteklerimizde daha ısrarlı, çevremizdekilere daha yakın, daha akıllı ve sorunlarımıza karşı daha dayanıklı hale geliriz. Gizli gücümüzle, yaşamımızdaki pürüzlü kum taneciklerini, bize kuvvet veren ümit ve ilham kaynağı olan değerli incilere dönüştürürüz.

2 yorum:

  1. Ne hoş bir benzetme...evet ya tam da öyle yapmak lazım... içime kum tanesi kaçtı diye şikayet etmek marifetmi? Marifet bundan bir inci çıkarmak... sevgiyle

    YanıtlaSil
  2. çok güzel bir yorumdu farkedebilmek, farkettirebilmek çok güzel benm adıma teşekkür ederim

    YanıtlaSil