Adamın biri, halinden yakınır dururmuş:
-Çalışıyorum, didiniyorum sonunda ancak geçinebiliyorum. Üstelik tek başınayım, kimsem yok.
Böyle mutsuz mutsuz sızlanıp dururken, bir karar vermiş: Yollara düşüp bir melek bulacak, halini anlatıp ondan bu haksızlığı düzeltmesini isteyecekmiş.
Yola koyulmuş. Dağda giderken bir kurtla karşılaşmış. Ayakta zor durabilen, bir deri bir kemik kalmış kurt, adama yaklaşmış, nereye gittiğini sormuş. Adam derdini anlatmış.
-Çalışıyorum, didiniyorum sonunda ancak geçinebiliyorum. Üstelik tek başınayım, kimsem yok.
Böyle mutsuz mutsuz sızlanıp dururken, bir karar vermiş: Yollara düşüp bir melek bulacak, halini anlatıp ondan bu haksızlığı düzeltmesini isteyecekmiş.
Yola koyulmuş. Dağda giderken bir kurtla karşılaşmış. Ayakta zor durabilen, bir deri bir kemik kalmış kurt, adama yaklaşmış, nereye gittiğini sormuş. Adam derdini anlatmış.
-Bir melek arıyorum. Onu bulup bana yapılan haksızlığı düzeltmesini isteyeceğim.
Bunun üzerine kurt,
-Bana da bir iyilik yapar mısın? demiş. Ben de gece gündüz dolaşıyorum, bir lokma yemek zor buluyorum. O meleğe benden söz et, böyle açlıktan ölen kurt da olur muymuş diye sor.
Adam tekrar yola koyulmuş. Çok geçmeden karşısına bir kız çıkmış. Kız da ona nereye gittiğini sormuş. Hikayesini dinledikten sonra adamın ellerine sarılmış.
-Yalvarırım, o meleğe benim durumumu anlat. Gencim, güzelim, zenginim, her şeyim var ama mutsuzum. Mutluluğa ulaşabilmek için ne yapmam lazım, ne olur o meleğe sor.
Adam, melekle kız için de konuşaçağına söz vermiş ve yola devam etmiş. Yorulduğu bir sırada dinlenmek için bir ağacın altına uzanmış. Fakat çevresi yemyeşil olan bu ağacın neredeyse tek yaprağı bile yokmuş. Tabii ağaç, bu duruma çok üzülüyormuş. Adamın meleğe gittiğini anlayınca,
-Ne olur o meleğe benim durumumu da sor, demiş.
Adam, ağaca da,
-Peki, dedikten sonra yola koyulmuş.
Nihayet bulmaktan ümidini kestiği sırada melek karşısına çıkıvermiş. Adam derdini anlatmış.
-Gece gündüz demeden çalışıyorum. Dünyanın hiç bir nimetinden yararlanamıyorum. Acınacak bir hayatım var. Benden çok daha az çalışıp çok daha fazla sefa süren bir çok insan var. Söyler misin; eşitlik, hak, adalet bunun neresinde?
Adamı dinleyen melek,
Meleğin bu sözleri üzerine rahatlamış adam ve kurdun, kızın ve ağacın ricalarını da meleğe söylemiş. Melek onlar içinde bir şeyler söylemiş. Adam bunları dikkatle dinlemiş ve dönüş yoluna koyulmuş. Uzun bir yolculuğun ardından ağacın yanına gelmiş ve meleğin söylediklerini anlatmış:
-Köklerinin tam yanında gömülü altın dolu bir sandık varmış. Bu yüzden beslenemiyormuşsun. Beslenemediğin için yaprağın ve meyvem yokmuş. Sandık çıkarılırsa senin de meyven ve yaprağın olacak.
- Yaşasın , demiş ağaç. Çabuk orasını kaz ve sandığı çıkar.
-Hayır, demiş adam, Melek bana kendi şansımı verdi. Evime dönmem lazım.
Yoluna devam etmiş. Genç kız bıraktığı yerde onu beklemekteymiş. Ona,
-Sevinçlerini ve acılarını paylaşabileceğin birini bulup da evlenirsen bütün dertlerin hallolacak, mutlu olacaksın, demiş.
O zaman kız,
-Hadi seninle evlenelim, mutlu olamaya çalışalım, diye atılmış.
Adam,
-Hayır, olmaz. Buna zamanım yok. Melek benim şansımı verdi, bir an önce evime gitmeliyim. Sen de artık kendine bir koca bul, demiş.
Çok geçmeden o zayıf, bir deri bir kemik kalmış kurt çıkmış karşısına... Adam olanı biteni onda da anlatmış. Kendi şansımı bulmak için evine gittiğini, acelesi olduğunu söylemiş.
-Peki, ya ben? demiş kurt, Benim için ne dedi?
-Senin için ne dediğini ben de anlamadım, demiş adam; Melek dedi ki, o kurt yiyecek bir aptal bulamazsa aç ve susuz dolaşmaya mahkumdur.
Kurt,
-Ben çok iyi anladım, demiş ve aptalı yemiş...
blogger annelerden geldim :) hemen izlemeye alıyorum canım bende beklerim :)
YanıtlaSilBir akıllı kurt vardır yani kısaca.. ama her yaşananı fırsata dönüştürmek, zaten hep bizlerin elinde... güzel hikaye... sevgiyle
YanıtlaSilÇok güzel hikaye ve sürükleyici..
YanıtlaSil