26.03.2012

SHANTARAM


Muhteşem bir kitap....Gerçek bir hikaye....


Kader, seni güldürmüyorsa, 
Espiriyi anlamadın demektir.

Karla,
-Bir süreliğine gerçekten ama gerçekten mutlu olaçağını bilsen ama baştan itibarende bu mutluluğun hüsranla biteceğini ve sana acı vereceğinin farkında olsan, yine de o mutluluğu yaşarmısın, yoksa ondan koçar mısın?


Shantaram,
-Mutluluğu seçerdim, diye yanıtladım.  


Bir dizi silahlı soygun suçundan dolayı on dokuz yıl mahküm edildi ve hapisten kaçıp on yıl boyunca Bombay' da kaçak yaşadı. Gecekondu sakinleri için ücretsiz bir klinik işletti ve Bombay mafyası için kalpazanlık ve silah kaçakcılığı yaptı. Tekrar yakalanınca cezasını çekti ve serbest kaldığında başarılı bir medya şirketi kurdu. Roberts artık tam zamanlı bir yazar ve Bombay da yaşıyor.


Kaderi beklemekten sıkıldığında iş şansa kalır. 


Hayatta ne yaparsan yap cesaretle yaparsan yanlışa düşmezsin..


Her kapı sizi değişik bir zamana ve yere götüren bir geçittir.


Kader her zaman önüne iki seçenek sunar, seçmen gereken ile seçtiğin.


Sessizlik bir kamçı gibi yara açabilir.


Kaybın ve yanılsamanın nadasa bıraktığı topraklardan yükselen yeni arkadaşlıklar...


Haklı bir neden olmaksızın sevmemeye kendinizi koşullandırdığınız bir insandan gelen itifat kadar insanı bozan az şey vardır.



Hintli ve Müslüman arkadaşlarının ve komşuların aldığı kararı Kazım Ali açıklamıştı. Din hakkında kavga ettiklerinden ötürü her biri diğerinin inancına ait bir duayı tam olarak ezberleyecekti.
Kazım Ali genç adama bakarak.
"Böylece adalet sağlanacak" demişti. "Adalet hem adil hem de bağışlayıcı olamaktan geçer ve herkes tatmin olana kadar da adalet sağlanmış sayılmaz. Bu iki genç adama yaptığımızdan anlaşılacağı üzere, adalet yanlış yapanları cezalandırmak amacıyla kullanılmaz. Biz aynı zamanda adaletle onları kurtarmaya da çalışırız.







Sevdiğim şeyler için savaşmanın yanında, karşı koyduklarım için de mücadele ettim. Sonunda ise o savaşın bir parçası olup çıktım.


Bana SHANTARAM KİSHAN KHAREE ismini koymuşlardı bana....
SHANTARAM sakin adam ya da Tanrı nın sükunetle bahşettiği anlamına geliyordu..


Şimdi biliyorum ki her hayatta kaderin, şansın ve iradenin rol oynadığı dönüm noktaları ve yani başlangıçlar vardır.


Arkadaşlık bir ilaçtı ve bazen karaborsaya düşebiliyordu...


Politikacı denen kişi ortada bir nehir bile yokken sana köprü sözü veren kişidir.






Yaşadığı olayları bir günlükte toplayıp, her gün yazarak not ettiği tüm yazılarını bir kitapta toplamış... Yaşamdan ders aldığı, kendine ders çıkartığı bizde okurken ne kadar doğru diyeceğimiz olayları anlatmış....Yaşadığı işkenceler hapishane  hayatı... Sessizliği, Çığlıkları...İç savaşlarını...Bir kitap haline getirmiş...Şu anda tam zamanlı bir yazar.... 



Şehrin bu izbe ve yıkık dökük mahallesinde kendini bir yabancı gibi hisseden Tarık'a davranışlarımda ki sertliğin sebebini de anladım. Bencilliğimin vicdanımı ele geçirmesinden dolayı utanarak, çocuğun cesareti ve yanlızlığından etkilenerek nefes alıp verişlerini dinledim ve kalbimde yer etmesine izin verdim. Bazen elimizde umuttan başka bir şey yokken de severiz. Bazen de göz yaşlarımız olmadan ağlarız. Sonunda sevgi ve görevinden, keder ve onun gerçeğinden başka bir şey kalmaz elimizde. Sonunda tek yapabildiğimiz, şafak sökene kadar dayanmaktan başka bir şey değildir.


En büyük yanlışlar bir şeyleri değiştirmeye çalışan kişiler tarafından yapılır.


Bizi biz yapan bağışlayıcılığımızdır. Yaşıyoruz, Çünkü Sevebiliyoruz. Seviyoruz çünkü affedebiliyoruz.


Hapishaneler, şeytanların dua etmeyi öğrendiği mabetlerdir.


Eğer kalbini bir silaha dönüştürürsen sonunda onu kendine karşı kullanırsın demişti..


Doğru nedenlerle yanlış bir şeyler yapmak mümkündür.


Kişilik ve kimlik, bir bakıma insnlarla kurduğumuz ve birbiriyle kesişen ilişkilerimizin haritadaki  koordinatları gibidir. Sevdiğimiz insanlar ve onları sevme nedenlerimizle kim olduğumuzu ve ne olduğumuzu tanımlarız.


Bir zamanlar bir mücahit bana kaderin karşımıza üç öğretmen, üç arkadaş, üç düşman ve üç büyük aşk çıkardığını söylemişti. Fakat bu oniki kişi her zaman gizliydi ve bunların ne olduğunu onları sevene, bırakana ya da onlarla savaşana kadar anlamazdık.


İşte böyle yaparız. Önce bir ayağımızı, sonra diğerini öne atarız. Bir kez daha gözlerimizi kaldırır dünyada ki karmaşıklığa, neşeye bakarız. Düşün, yap, hisset... Kendi yaşadıklarımızı, dünyayı besleyen ya da kurak bırakan iyilik ve kötülük dalgasına bırakırız. Gölgeyle kaplı haçlarımızı umutla bir sonra ki gece için yanımızda sürükleriz. Yeni bir günün vaatleriyle cesur yüreklerimizi ittiririz. Kendimizin dışında bir gerçeği tutkuyla aşkla ararız. Özlemle, tarifsiz bir istekle kurtarılmayı tüm kalbimizle bekleriz. Kader bizi beklediği sürece devam ederiz. Tanrı bizi affetsin. Yaşamaya devam ediyoruz......






  

10 yorum:

  1. bende kitap okumak istiyorum ama kızımı uyuturken uyuya kalıyorum çoğu zaman

    YanıtlaSil
  2. Paylaşımın için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  3. Ne kadar güzel tanıtmışsınız kitabı,çok merak ettim...

    YanıtlaSil
  4. bu kitabı çok merakla almıştım fakat okuyamadıım bir türlü başladım ve bıraktım şimdi sen tanıtınca sanki daha cazip geldi :) tekrar elime alayım bari :)

    YanıtlaSil
  5. ilgimi çektirdin kesinlikle bu kitabı alıcam :)

    YanıtlaSil
  6. Paylaştığınız için teşekkür ederim en kısa zamanda okuycam inşallah :)

    YanıtlaSil