6.10.2013

EGOYU KİTAPLA BESLEMEYİN...


'Yeni Bahar' dergisinde yazan bir konu çok ilgimi çekti. Sizlere de bu konu ile ilgili yazıyı paylaşmak istedim. Birlikte inceleyelim. Ne kadarı doğru ne kadarı yanlış...

EGOYU KİTAPLA BESLEMEYİN...


'Sen her şeyin üstesinden gelirsin'
'Bunun için yeterli donanıma sahipsin'
'Yeter ki içine dön, kendi gücünün farkına var'
'Benliğinin sahip olduğu kudreti açığa çıkar'

Kişisel gelişim kitaplarında bunlara benzer daha pek çok cümle var. Vurgulanan şey ise çok açık:

'İnsanın yaşadığı bir sorunun üstesinden yine kendi benliği gelir. Son tahlilde insan, sadece kendine muhtaçtır!'

Egoyu yücelten ve insanı bir nevi putlaştıran bu kitaplar, uzun bir süre boyunca çok satanlar listesinde yer aldı, almaya da devam ediyor. Eminiz söz konusu kitapları okurken çoğumuzun aklına şu soru takılıyor:

'İnsanoğlu gerçekten de kendi kendine yeter mi?'

Günümüzde tüketimi arttırmak amacıyla insanlar belli kimlik nitelikleri taşıyarak yaşamaya ve her alanda 'en' olmaya özendiriliyor. Beşer, her türlü iletişim kanalı ile adeta en güzel, en başarılı, en beğenilen bir bakıma her şeyi bilen olmaya zorlanılıyor. Medya kanalıyla pompalanan bu nitelikleri ne yazık ki içselleştirebiliyoruz. Haberimizi girişinde de örnek verdiğimiz gibi kişisel gelişim kitaplarına bu çerceveden baktığımızda insanların 'en iyi' ya da 'üstün' olmaya teşvik edildiğini görüyoruz. Haliyle bireyler çocukluktan yetişkinliğe tüm hayatı boyunca başkalarını geçmeyi hedefliyor. Fakat gariptir ki herkesi geçip 'en' olduğunda da fert huzur bulamıyor. 


Çünkü 'en iyi' olmak her an kaybedilecek bir özellik. Celal Bayar Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Özmen'le sürekli başarı hedeflenmesinin doğru olup olmadığını konuştuk.

Özmen, bu yönlendirmelerin ne yazık ki insanların kendilerini ve kimliklerini özgürce yaşamalarını, psikolojik ve sosyal huzuru bulmalarını engellediğini düşünüyor. Özmen analizlerine şöyle devam ediyor.

'Hazır reçeteler verilerek 'başarılı olmak' o kadar kolay ulaşılacak bir şey gibi gözterilir ki kitabı okuyunca bir çok insan, yaşamının bambaşka olacağı hayaline kapılır. 'En' olmamak başarısızlık gibi sunulduğundan insanı mutsuz eden bir kısır döngü başlar. İnsanlar kitaplarda sunulan hazır reçeteleri sorgulamak yerine kendilerini sorgulamaya ve kendisinin başaramadığını düşünmeye başlar.'

Kişisel gelişim kitaplarının önemli bir kısmı bireyin gelişimini öne çıkarırken, kişinin içinde yaşadığı toplumu adeta yok sayıyor. Sadece kendi gelişimini düşünen kişiler, toplumdaki problemlere kayıtsız kalıyor. İhtiyaç sahiplerini görmezden gelebiliyor. Oysa içinde yaşanılan toplumda yardımlaşma, uyum ve huzur yoksa o toplumu oluşturan bireylerin mutlu olması mümkün değildir. Ayrıca insanların kişisel gelişime olan ilgi ve merakı kötüye de kullanılabiliyor. Piyasa da yalnız ticari kaygılarla çıkarılan ve çeşitli kampayalarla ciddi satış rakamlarına ulaşan çok sayıda kişisel gelişim kitabı bulunuyor.

İNSANOĞLU, RABB'İNE KARŞI ACZİYETİNİN FARKINA VARMALI...

Günümüzde fertlerin zihin ve his dünyasında benlik ve enaniyet hakim. Çünkü insanlar başta kişisel gelişim kitapları olmak üzere kitle iletişim araçları eliyle bencilliğe yönlendiriliyor. Kendileri için tüketen, kendileri için yaşayan bireyler haline geldik çoğumuz. Dolasıyla hayatın değişik kademelerinde belli bir konuma sahip kişiler, kendilerini diğer insanlardan daha farklı daha üstün görerek, çevresindeki insanlara karşı muamele ve tavrını da bu anlayışa göre şekillendiriyor. Halbuki makbul olan, hayatın yüksek bir gayeye, o gayenin de Allah 'ın rızasına bağlanması. Modern dünya da uçsuz bucaksız egolara sahip insanların bunu unuttuğu aşikar. Hatta arada o kadar ince bir çizgi var ki, o çizgiyi geçtiğinde şirke kadar varabilmekte.

İnsanın; ihtiyacı olan herhangi bir şeyi elde etmeye istekli olmasına rağmen ona ulaşma da aciz, güçsüz ve yetersiz olduğunu, Rabb'inin duasını işiteceğini ve isterse ihtiyacını gidereceğini bilmesi lazım. Çünkü kul; fani, sınırlı, zayıf, arzu ve ihtiyaçlara kuşatılmış bir varlık olarak yaratılmıştır. Dua gibi bir ibadetin olması boşuna değil. Dua, büyük küçük, güçlü güçsüz, tüm müminlerin Yaradan 'a niyazda bulunması, acziyetini ifade etmesi anlamına geliyor. Şu ayet bu durumu en güzel şekilde gözler önüne seriyor aslında: 'EY İNSANLAR! ALLAH'A MUHTAÇ OLAN SİZSİNİZ. ZENGİN VE ÖVÜLMEYE LAYIK OLAN İSE YALNIZCA O'DUR.' (Fatır,35/15)

Tekkelerde üzerinde 'Hiç' yazan levhalar bulunur ki bu, insana, enaniyetten vazgeçip acziyetini idrak etmeyi hatırlamak içindir. Bütün mesele kulluğumuzun farkında olmak. Elbette ki insanın toplumsal yaşam içerisinde hayatını idame ettirebilmesi için bir özgüvene sahip olması gerekiyor. Fakat bunun sürekli şişen bir ego şeklini alması, insanın kul olduğunu unutup bu bilinçten uzaklaşmasına kapı aralayabiliyor. Fettullah Gülen Hocaefendinin analizinde olduğu gibi: 

'Günümüzde, özgüven mülahazasıyla benlik, enaniyet ve ego öne çıkarılmış ve bu durum sari ve öldürücü bir hastalık gibi yayılmıştır. Umum varlık ve genel nizama arkasını dönüp egonun karanlık labirentlerinde ömürlerini geçirenlerin kurtuluşa erdikleri görülmemiştir. Geleceğe yürümeyi planlayanlar, agoizmayı bırakıp mutlaka herkesle ve her şeyle elele olmalıdırlar. İradeler ve idealler; hakiki manada bütünleşmiş heyetlerin, kenetlenmiş azimlerin ve kolektif şuurların desteğini aldığı ölçüde gerçek değerini bulacaktır.'

Harun ilhan
                                      

Yorum size ait.. Ben sadece diyebilirim ki okuduğum kitaplar bana daha çok dua etmemi söyledi. Ve daha çok Dualarla ruhumu psikoljimi iyileştireceğimi anlattı. 

Her pazartesi buluşmak üzere, İyi hafta sonları...

4 yorum:

  1. Ne kadar önemli bir konuya deginmissiniz, tesekkür ederim. Yazida da gectigi gibi aslinda basaramadikca insani mutsuz eden o tür kitaplar sanirim...Ben de bir dönem bolca okumaya calistim. Insan bosluktayken kitabin birseyleri degistirecegini düsünüyor, halbuki kitap bitiyor birkac gün sonra yine ayni hersey. Bence inanc zayifligi ve eksiklikler baska yerlerde mutlulugu aramaya sebebiyet veriyor. Allah'a yakinlastikca gidiyor tüm dertler, tevekkül ettikce hafiflesiyor en zor anlarin zorlugu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle haklısınız. İnsanın kendini kaptırmaması gerekiyor.

      Sil
  2. Sizi gerçekten tebrik ederim. Böyle imkanı olup ta doğruları paylaşanlara selam olsun. Rabbim inancımızı artırıp eyleme dökenlerden kılsın. Selametle

    YanıtlaSil