20.12.2014

YAŞADIĞIMIZ HER GÜN ÖZELDİR!


Eniştem, kız kardeşimin tuvaletinin en alt gözünü açtı ve ince kağıda sarılmış bir paket çıkardı.

'Bu ...' dedi, 'sıradan bir çamaşır değil.' 

Kağıdı açtı ve çamaşırı bana uzattı.

Zarif ve ipekliydi. Kenarları elişi dantelle süslenmişti. Astronomik bir fiyat taşıyan etiketi hala üstündeydi.

'Jan, bunu New York'a ilk gittiğimizde almıştı. Nereden baksan sekiz, dokuz yıl olmuştur. Hiç giymedi. Özel bir gün için saklıyordu."

Çamaşırı benden aldı ve cenaze evine götürmek Üzere ayırdığımız diğer giysilerle birlikte yatağın üzerine koydu. Bırakırken eli bir an yumuşak kumaşı okşar gibi oyalandı. Tuvaletin gözünü hızla kapattı ve bana döndü ve dedi ki:

"Hiçbir şeyini özel bir gün için saklama. Yaşadığın her gün özeldir"

Cenazeyi İzleyen günlerde, enişteme ve yeğenime beklenmeyen bir ölümün arkasından yapılması gereken tüm üzücü işlerde yardımcı olurken sık sık bu sözleri hatırladım. Kardeşimin ailesinin yaşadığı şehirden California'ya dönerken uçakta yine bu sözleri düşündüm. 

Kardeşimin göremediği, duyamadığı veya yapamadığı bütün şeyleri düşündüm.

Hâlâ eniştemin sözlerini düşünüyorum ve hayatım değişti.

Artık daha çok okuyor, daha az toz alıyorum. Balkonda oturup bahçemi seyrediyorum, uzayan çimlere aldırmadan.
Ailem ve dostlarımla daha çok vakit geçiriyorum, iş toplantılarında daha az.
Mümkün olduğu kadar sık "hayatın katlanılması gereken bir dertler zinciri yerine zevk alınacak olaylar silsilesi olarak görülmesi" gerektiğini hatırlatıyorum kendime.
Her anın güzelliğini duyumsayarak yaşamak istiyorum. Hiç bir şeyimi özel günler için saklamıyorum.

Kıymetli tabak, çanağını her "özel" olayda kullanıyorum.
Birkaç kilo vermek, tıkanan lavaboyu açmak, bahçemde ilk açan çiçek gibi özel olaylarda. En pahalı ceketimi canım İsterse süpermarkete giderken giyiniyorum.
Teorime göre eğer zengin görürsem, küçük bir torba erzak için a kadar daha rahat ödeyebilirim
Pahalı parfümü özel partiler için saklamıyorum.
Mağazalardaki tezgahların ve banka memurlarının burunları da, en az parti parti gezen arkadaşlarımınkiler kadar iyi koku alır.

"Bir gün" kelimesi dağarcığındaki yerini kaybetti. Bir şey, eğer görmeye, duymaya veya yapmaya değerse, onu şimdi görmek, duymak ve yapmak istiyorum.

Hepimizin "Yaşayacağımıza garanti gözüyle baktığımız yarını görmeyeceğini" bilseydi eğer kız kardeşim, neler yapardı kimbilir? Sanırım aile fertlerini veya yakın arkadaşlarını arardı.
Belki eski birkaç arkadaşını arayıp aralarında geçen sürtüşmeler için özür dilerdi.

Belki bir 6 kotaya en sevdiği Çin yemeğini ısmarlardi. Bunların hepsi birer tahmin. Kardeşimin neler yapamadan öldüğünü hiçbir zaman bilemeyeceğim

Ya ben?...

Eğer sayılı saatimin kaldığını bilseydim, yapamadığım şeyler olduğu için kızardım.
Yazmayı ertelediğim mektupları yazmadığım için kızardım.
"Bir gün ararım" dediğim dostları görmediğim için kızardım.
Eşime ve kızıma onları ne kadar çok sevdiğimi yeterince sık söylemediğim için kızardım. Artık hayatlarımıza kahkaha ve renk katacak hiçbir şeyi yarına ertelememeye, duygularımı dizginlememeye Çalışıyorum.

Ve her sabah gözlerimi açtığımda kendime o günün "özel bir gün" olduğunu söylüyorum.
Her gün, her dakika, her nefes gerçekten Allah'tan bize bir armağan.

                                                                         ANN WELLS

3 yorum:

  1. selaaammm:):) aaa burada çook ciciğğ:) görüşürüz yineee:):)
    sevgiler:)

    YanıtlaSil
  2. Gözlerimizi "bir gün"e öylesine dikmişiz ki asıl önemli olanın varılan yer değil de gidilen yol olduğunu, o yolda yaşayacağımız acı tatlı olayların hayatımız, vardığımız noktanınsa son olduğunu bir türlü anlayamıyoruz. Uzun zamandır ertelediğim şeyler vardı Sevgili Yağmurun Dünyası... Sayende hatırladım :)) Çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Bir yer de hasta yatağında son günlerini yaşayan bir anne, kızına dolapta ki kırmızı elbisesi için benzer bir konuşma yapıyordu çok etkilenmiştim .Satırları okurken o ana gittim çok güzel ve mutlaka uygulamaya özen göstermemiz gerekiyor.
    sevgiler

    YanıtlaSil