Rus soylularından iki zengin delikanlı bahse tutuşurlar.
Bunlardan biri yirmi yıl kapalı bir yerde, yalnız kalabilirse, bahsi kaybeden ona büyük bir para verecektir.
Yirmi yıl tek başına kalmaya dayanamayıp Çıkan ise, bahsi kaybedecek ve o diğer arkadaşına büyük parayı ödeyecek. Kapalı kalanın her istediği kendisine verilecek.
Kapısında da bir nöbetçi bulunacak.
Soylu delikanlılardan biri, tek penceresi, tek kapısı olan bir yere kapatılıyor. Kapıda nöbetçi bekliyor.
Delikanlı bir süre sonra kitap istiyor.
Gün geçtikçe kitap isteğini arttırıyor. İçeride o kadar çok kitap okuyor ki, o fark etmeden yıllar geçiyor.
Bu arada, öteki delikanlı kumarcılığı ve uçarı yaşantısı yüzünden zenginliğini yitirmiş, sıfırı tüketiyor.
Bütün umudu, kapalıdaki arkadaşının, tek başına yaşamaya dayanamayıp kapalı olduğu yerden çıkması ve onun da bahsi kazanıp paraya konması.
İçerideki arkadaşını kaçmaya kışkırtmak için de türlü çareler düşünüyor. Nöbetçiye görmezden gelmesini söyler. Kapıyı açık bıraktırır, ama ne yaptırırsa yaptırsın, arkadaşı içeride durmadan okuyordur.
Yirminci yılın son gecesi, artık son çare, arkadaşını öldürecek ve yalnızlığa dayanamayıp, Canına kıymış gibi bir intihar süsü verecek.
Böylece bahsi kazanıp parayı alacak. 0 niyetle, sabah, gün doğmadan önce arkadaşının kapalı olduğu yere girer. Ama gözlerine inanamaz.
Arkadaşı içeride yoktur!
Pencerede açık!
Tamam, demek kaçmış. Parayı alacak öyleyse. Ne o? Masanın üzerinde arkadaşının kaçmadan önce kendisine yazıp bıraktığı bir mektup:
"Tek başına burada yirmi yılı doldurmama bir saat kala buradan ayrılarak, seni bana para ödemekten kurtarıyorum. Çünkü yirmi yıldır okuduğum kitaplarla öyle zenginleştim ki, bana vereceğin büyük paranın gözümde hiç d
eğeri kalmadı. Sana teşekkür ederim. "
Anton Çehov
Zenginlik....
Verebileceği şeyi ve verebileceği kimsesi çok alma halidir.
Bunlardan biri yirmi yıl kapalı bir yerde, yalnız kalabilirse, bahsi kaybeden ona büyük bir para verecektir.
Yirmi yıl tek başına kalmaya dayanamayıp Çıkan ise, bahsi kaybedecek ve o diğer arkadaşına büyük parayı ödeyecek. Kapalı kalanın her istediği kendisine verilecek.
Kapısında da bir nöbetçi bulunacak.
Soylu delikanlılardan biri, tek penceresi, tek kapısı olan bir yere kapatılıyor. Kapıda nöbetçi bekliyor.
Delikanlı bir süre sonra kitap istiyor.
Gün geçtikçe kitap isteğini arttırıyor. İçeride o kadar çok kitap okuyor ki, o fark etmeden yıllar geçiyor.
Bu arada, öteki delikanlı kumarcılığı ve uçarı yaşantısı yüzünden zenginliğini yitirmiş, sıfırı tüketiyor.
Bütün umudu, kapalıdaki arkadaşının, tek başına yaşamaya dayanamayıp kapalı olduğu yerden çıkması ve onun da bahsi kazanıp paraya konması.
İçerideki arkadaşını kaçmaya kışkırtmak için de türlü çareler düşünüyor. Nöbetçiye görmezden gelmesini söyler. Kapıyı açık bıraktırır, ama ne yaptırırsa yaptırsın, arkadaşı içeride durmadan okuyordur.
Yirminci yılın son gecesi, artık son çare, arkadaşını öldürecek ve yalnızlığa dayanamayıp, Canına kıymış gibi bir intihar süsü verecek.
Böylece bahsi kazanıp parayı alacak. 0 niyetle, sabah, gün doğmadan önce arkadaşının kapalı olduğu yere girer. Ama gözlerine inanamaz.
Arkadaşı içeride yoktur!
Pencerede açık!
Tamam, demek kaçmış. Parayı alacak öyleyse. Ne o? Masanın üzerinde arkadaşının kaçmadan önce kendisine yazıp bıraktığı bir mektup:
"Tek başına burada yirmi yılı doldurmama bir saat kala buradan ayrılarak, seni bana para ödemekten kurtarıyorum. Çünkü yirmi yıldır okuduğum kitaplarla öyle zenginleştim ki, bana vereceğin büyük paranın gözümde hiç d
eğeri kalmadı. Sana teşekkür ederim. "
Anton Çehov
Zenginlik....
Verebileceği şeyi ve verebileceği kimsesi çok alma halidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder