Kitapçıda gezerken rastladım, tam da yapmak istediklerimi yapamayacağımı düşündüğüm bir zamanda YAPABİLİRSİN, dedi bana Müjdat Abi. Okuduğun en kendine münasır bir kitap kendi düşündüklerini anlatmış ve okuduğu kitaplardan beğendiklerini yazmış. Öğrendiklerim oldu ve bildiklerim oldu kitabında zaten Müjdat Abi de ister oku ister okuma sen bilirsin demiş yazılarında :))
Beğendiklerimden;
ZOR YILLAR
Tiyatro bende bir tutku halini almıştı. Ortaokulda kendi yazdığım bir oyunu sahneye koydum. O denli ihmal ettim ki derslerimi iki yıl üst üstte sınıfta kaldım. Yine zayıf getirdiğim bir gün annem bana bir ders verdi:
---Utanmıyor musun yedi zayıf getirmeye?
---Ali'nin de sekiz zayıfı var.
---Ama Ergün'ün hiç yok, Sui misal, misal değildir.
---O ne demek anne?
---Yani örnek kötü şeyden değil, iyi şeyden verilir.
Kötü misal iyi örnek oluşturamazmış. Bunu öğrendim. Benim için bir yaşam biçimi oldu bu özdeyiş. O nedenle başkalarıyla yarışmayı bırakıp kendimle yarıştım. Böyle yaparsanız hep birinci gelirsiniz. Bunu yaşamın içinde en iyi başarabilenlerden biri Aziz Nesin'dir.
AZİZ NESİN
Sağ tarafına felç geldi. Bu nedenle sağ elini kullanamaz oldu. O hafta yeni çıkan bir kitabının imza günü vardı. Benden tesbih istedi. Götürdüm hastaneye. Tutmayan eliyle tesbih çekme temrinleri yaptı. 'Bacağım tutmasa da olur ama sağ elim önemli, imza atacağım, yazı yazacağım.' dedi. İmza gününe dek el iyileşmedi. Mühür yaptırdı ve sol eliyle bastı mührü kitaplarına.
Tesbihle ve fizik tedavi ile elini iyileştirdi. Yazmaya ve imzalar atmaya geri döndü. Bunu çok yapmak istiyordu ve yaptı.
İnanmak, yapabilmenin 'A' harfidir. İnanırsanız yaparsınız. Yeter ki, 'Yapabilirim' deyin.
ANALIK DAVASI
Bertolt Brecht, Kafkas Tebşir Dairesi'ni yazarken Analık Davası adlı yapıttan esinlendi. Analık Davası ise Hazreti Süleyman'ın ünlü meselesinden alınma. İki kadın bir çocuğu paylaşamıyorlar. Hz. Süleyman buna bir çare bulmakta zorlanıyor ve sonunda diyor ki;
'Çocuğu ortadan ikiye böleceğiz, yarısını biriniz diğer yarısını diğeriniz alacak'
Kadınlardan biri şiddetle itiraz ediyor:
'Hayır, buna razı gelemem. Çocuğumu parçalatmam, o alsın.' diyor.
Hz. Süleyman çocuğu bunu söyleyen kadına veriyor.
'Demek ki asıl anası sensin, yüreğin dayanmadı.' diyor.
Asıl ana dediğimiz kadın, burada hiç de diretmemiş görünüyor,
'Yapabilirim, çocuğumu alabilirim' fikrinden yola çıkmamış. Ama sonunda yaptı. Demek ki bazen durum tam tersine görünse de, sonuçta ilkesi olan kişi yaralı çıkıyor. İlke çok önemli bir şey; İlkesiz insan olur mu hiç?
Kitap okuyun. Onun tadı bambaşkadır. İnsan bilmediği pek çok şeyi öğrenir.
Akşehir Gölü'nde biri boğulmak üzere. Kıyıya toplanan herkes adama bağırıp duruyor, 'Ver elini, ver elini...' Adam çırpınıyor. Bu sırada oradan Nasrettin Hoca geçmekte. 'Aman Hocam adam boğuluyor, bir türlü elini bize veremiyor ki kurtaralım.' diyorlar. Hoca gölün kıyısına yanaşıyor ve adama, 'al elimi' deyip elini uzatıyor ve adamı kurtarıyor.
'Başkalarından üstün olmanda herhangi bir asalet yoktur. Asıl asalet, eski senden daha üstün olmaktır.'
Sharma Hint
'Her şey bir hayalle başlar. Sonra hayali gerçekleştirme işi hayali kurana düşer.'
Sharma
'İfade etmek hayattır, bastırmaksa intikam.'
OSHO
'Motivasyon zorlama ile olmaz. İnsanların iyi bir iş çıkartmayı istemeleri gerekir.'
Carnegie
'Beynin algılama ve çalışma kapasitesi kırk dakikadır. Üniversite ve okullarda kırk, kırk beş dakikanın sonunda ders değiştirmemizin nedeni budur.'
OSHO
YAPABİLİRSİN,
Yeter ki aklına koy ve iste. Hatta bazen hayalmiş gibi görünen şeyleri de iste. Diyelim ki çok istedin ama olmadı, başaramadın, yapamadın. Eğer sonunda ölüm yoksa bu yeni bir şey yapmayı isteme hakkını elinden alamaz. Çok uçuk, yapılması olanaksız şeylerden istiyorsan -buna da hakkın var- sadece olmadığı zaman hayal kırıklığı yaşama olasılığının yüksek olduğunu baştan kabullenmen iyi olur. Ben kendi yaşamımda, pek çok kişinin 'yapamazsın' dediği şeyleri yapabildim. Çünkü çok istedim ve o konuda gerçekten çok çalıştım. Risk aldım. Yoruldum. Bazen vazgeçme duyguları bile yaşadığım oldu. Ama yılmadım. 'yapabilirim' dedim ve yaptım. Belki de yaptıklarım çok yapılmayacak şeyler değildi de ondan yapabildim. Demek ki sen de yapabilirsin. Bir kere dene.
Azimli ol, çok çalış. Temel ilken şu olsun:
'Bunu yapabilirim çünkü benim asıl işim bu ve ben yapacağım işi biliyorum.' Kendi mesleğine çok uzak kalan işlere kalkışmak daha fazla risk almayı gerektirir.
Ve kitabın sonunda....
'KİTABIMI OKUDUĞUN İÇİN SANA TEŞEKKÜR EDERİM.' diyor.
Beğendiklerimden;
ZOR YILLAR
Tiyatro bende bir tutku halini almıştı. Ortaokulda kendi yazdığım bir oyunu sahneye koydum. O denli ihmal ettim ki derslerimi iki yıl üst üstte sınıfta kaldım. Yine zayıf getirdiğim bir gün annem bana bir ders verdi:
---Utanmıyor musun yedi zayıf getirmeye?
---Ali'nin de sekiz zayıfı var.
---Ama Ergün'ün hiç yok, Sui misal, misal değildir.
---O ne demek anne?
---Yani örnek kötü şeyden değil, iyi şeyden verilir.
Kötü misal iyi örnek oluşturamazmış. Bunu öğrendim. Benim için bir yaşam biçimi oldu bu özdeyiş. O nedenle başkalarıyla yarışmayı bırakıp kendimle yarıştım. Böyle yaparsanız hep birinci gelirsiniz. Bunu yaşamın içinde en iyi başarabilenlerden biri Aziz Nesin'dir.
AZİZ NESİN
Sağ tarafına felç geldi. Bu nedenle sağ elini kullanamaz oldu. O hafta yeni çıkan bir kitabının imza günü vardı. Benden tesbih istedi. Götürdüm hastaneye. Tutmayan eliyle tesbih çekme temrinleri yaptı. 'Bacağım tutmasa da olur ama sağ elim önemli, imza atacağım, yazı yazacağım.' dedi. İmza gününe dek el iyileşmedi. Mühür yaptırdı ve sol eliyle bastı mührü kitaplarına.
Tesbihle ve fizik tedavi ile elini iyileştirdi. Yazmaya ve imzalar atmaya geri döndü. Bunu çok yapmak istiyordu ve yaptı.
İnanmak, yapabilmenin 'A' harfidir. İnanırsanız yaparsınız. Yeter ki, 'Yapabilirim' deyin.
ANALIK DAVASI
Bertolt Brecht, Kafkas Tebşir Dairesi'ni yazarken Analık Davası adlı yapıttan esinlendi. Analık Davası ise Hazreti Süleyman'ın ünlü meselesinden alınma. İki kadın bir çocuğu paylaşamıyorlar. Hz. Süleyman buna bir çare bulmakta zorlanıyor ve sonunda diyor ki;
'Çocuğu ortadan ikiye böleceğiz, yarısını biriniz diğer yarısını diğeriniz alacak'
Kadınlardan biri şiddetle itiraz ediyor:
'Hayır, buna razı gelemem. Çocuğumu parçalatmam, o alsın.' diyor.
Hz. Süleyman çocuğu bunu söyleyen kadına veriyor.
'Demek ki asıl anası sensin, yüreğin dayanmadı.' diyor.
Asıl ana dediğimiz kadın, burada hiç de diretmemiş görünüyor,
'Yapabilirim, çocuğumu alabilirim' fikrinden yola çıkmamış. Ama sonunda yaptı. Demek ki bazen durum tam tersine görünse de, sonuçta ilkesi olan kişi yaralı çıkıyor. İlke çok önemli bir şey; İlkesiz insan olur mu hiç?
Kitap okuyun. Onun tadı bambaşkadır. İnsan bilmediği pek çok şeyi öğrenir.
Akşehir Gölü'nde biri boğulmak üzere. Kıyıya toplanan herkes adama bağırıp duruyor, 'Ver elini, ver elini...' Adam çırpınıyor. Bu sırada oradan Nasrettin Hoca geçmekte. 'Aman Hocam adam boğuluyor, bir türlü elini bize veremiyor ki kurtaralım.' diyorlar. Hoca gölün kıyısına yanaşıyor ve adama, 'al elimi' deyip elini uzatıyor ve adamı kurtarıyor.
'Başkalarından üstün olmanda herhangi bir asalet yoktur. Asıl asalet, eski senden daha üstün olmaktır.'
Sharma Hint
'Her şey bir hayalle başlar. Sonra hayali gerçekleştirme işi hayali kurana düşer.'
Sharma
'İfade etmek hayattır, bastırmaksa intikam.'
OSHO
'Motivasyon zorlama ile olmaz. İnsanların iyi bir iş çıkartmayı istemeleri gerekir.'
Carnegie
'Beynin algılama ve çalışma kapasitesi kırk dakikadır. Üniversite ve okullarda kırk, kırk beş dakikanın sonunda ders değiştirmemizin nedeni budur.'
OSHO
YAPABİLİRSİN,
Yeter ki aklına koy ve iste. Hatta bazen hayalmiş gibi görünen şeyleri de iste. Diyelim ki çok istedin ama olmadı, başaramadın, yapamadın. Eğer sonunda ölüm yoksa bu yeni bir şey yapmayı isteme hakkını elinden alamaz. Çok uçuk, yapılması olanaksız şeylerden istiyorsan -buna da hakkın var- sadece olmadığı zaman hayal kırıklığı yaşama olasılığının yüksek olduğunu baştan kabullenmen iyi olur. Ben kendi yaşamımda, pek çok kişinin 'yapamazsın' dediği şeyleri yapabildim. Çünkü çok istedim ve o konuda gerçekten çok çalıştım. Risk aldım. Yoruldum. Bazen vazgeçme duyguları bile yaşadığım oldu. Ama yılmadım. 'yapabilirim' dedim ve yaptım. Belki de yaptıklarım çok yapılmayacak şeyler değildi de ondan yapabildim. Demek ki sen de yapabilirsin. Bir kere dene.
Azimli ol, çok çalış. Temel ilken şu olsun:
'Bunu yapabilirim çünkü benim asıl işim bu ve ben yapacağım işi biliyorum.' Kendi mesleğine çok uzak kalan işlere kalkışmak daha fazla risk almayı gerektirir.
Ve kitabın sonunda....
'KİTABIMI OKUDUĞUN İÇİN SANA TEŞEKKÜR EDERİM.' diyor.
Merhaba
YanıtlaSilBir suredir blogunuzu takip ediyorum ve cok begendigimi hic yazmadigimi farkettim. Bunu bilmeniz gerek.cunku bana yorum yazildiginda mutlu oluyorsam herkes oluyorfir.
Gerçekten çok mutlu oluyorum yorumlar geldiğinde :)) Teşekkür ederim.
SilMüjdat Gezen'i kendi okulunun tiyatro topluluğu ile geldiğinde görme ve dinleme fırsatı bulmuştum.Öylesine candan ve bilgili ki.İnsan onu dinlerken hem gülüyor,hem düşünüyor hem de huzur buluyor.Keşke fırsatım olsa da her etkinliğine katılabilsem.Bu kitabı da benim için başucu kitaplarından biri.Yorumunuz için teşekkürler...
YanıtlaSilBende hiç okumadığımı farkettim hatta cahillik belki kitap yazdığını bile bilmiyordum :)) Benim gibiler için paylaştım bloğumda ve sizin gibi okuyanları duyduğuma çok sevindim..
Sil